Katsayı uygulaması, ekonomik kalkınmayı geciktirdi
Millî Eğitim Bakanlığı olarak en önemli önceliklerinden bir tanesinin mesleki eğitimi güçlendirmek olduğunu söyleyen Bakan Özer, 1999 yılındaki meslek liselerinin ve imam hatip liselerinin yükseköğretime erişimini kısıtlayan katsayı uygulamasını hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: "Katsayı uygulaması, 10 yılın üzerinde uygulandı. Daha önce akademik başarısı olan öğrencilerin tercih etmiş olduğu meslek liselerine artık akademik becerisi yüksek öğrenciler gitmek istemedi. Çünkü yükseköğretime gidebilme ihtimalleri çok sınırlıydı veya yoktu. Bu 10 yılın içerisinde mesleki liseler, hiçbir lise türüne yerleşemeyen öğrencilerin sanki zorunlu bir destinasyonu oldu. Öğretmenlerimizin de başarı beklentileri düştü ve iş dünyası yıllardır kulaklarımızda çınlayan 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' sözünü tekrar eder oldu. Bu söylemi ortaya çıkaran 1999'daki katsayı uygulamasının bu ülkeye bir mirasıdır. Sadece ekonomik kalkınma ile ilgili iş gücü piyasasının çok ciddi maliyetler ödemesine neden olmadı, ekonomik kalkınmayı geciktirdi, aynı zamanda bizim de liselerdeki okullar arası başarı farkının çok daha derinleşmesine yol açtı."
"İstihdam garantili eğitim vermeye başladık"
Sonrasında katsayı uygulamasının büyük mücadelelerle kaldırıldığını hatırlatan Bakan Özer, artık meslek liselerinin de başarılı öğrencilerin tercih ettiği bir alana dönüştüğünü dile getirdi. Bakan Özer, Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitimde yeni bir paradigma değişimine gittiklerini belirterek "İşverenin süreçlerde pasif bir şekilde mezunları beklemesine tahammülümüz yok. İşverenleri eğitim sürecinin tamamına dâhil ediyoruz. Artık sektörün güçlü temsilcileriyle birlikte mesleki eğitim verdiğimiz tüm alanlarda müfredatı birlikte güncelliyoruz, öğrencilerimizin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlıyoruz. En kritik tamamlayıcı hamle artık bu iş birliklerimizde istihdam öncelikli, istihdam garantili eğitim vermeye başladık." diye konuştu.
Mesleki eğitimde yeni bir açılım yaptıklarını aktaran Özer, Millî Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile birlikte mesleki eğitimi ayağa kaldırmak için iş birliği yaptıklarını kaydetti.
Mesleki eğitim merkezlerinde geleneksel çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimlerinin de verildiği yerler olduğunu söyleyen Bakan Özer, mesleki eğitim merkezleriyle ilgili şu bilgileri paylaştı: "Mesleki eğitim merkezleri, Almanya'daki doğal mesleki eğitimin Türkiye'deki karşılığı. Öğrenci haftada bir gün okula gidiyor, 4 gün de işletmede beceri eğitimi alıyor. Oradaki öğrenci, 4 yıl boyunca asgari ücretin 3'te 1'i kadar ücret alıyor ve iş kazalarına karşı da sigortalanıyor. Mesleki eğitim merkezlerinin lise diploma hakkı yoktu, MEB olarak bu hakkı da verdik. Mesleki teknik Anadolu lisesi mezunlarının istihdam oranı yüzde 55 ile diğer lise türlerine göre çok yüksek. Ancak kritik bir problem var, mesleki teknik Anadolu lisesinde mezunların eğitim aldıkları alanda istihdam oranları çok düşük. Ama mesleki eğitim merkezlerindeki eğitim aldıkları alanda istihdam oranı yüzde 88'dir. Almanya'daki oranın çok daha ötesinde potansiyele sahip. Mesleki eğitim merkezlerine devam eden mezunların, 4 yıllık eğitim aldıkları işletmedeki istihdam oranı ise yüzde 75'tir. Bu, işverenin aktif olarak dâhil olduğu mesleki eğitim türünde istihdam oranı çok yüksek olduğu gibi işletmeler de sürece aktif olarak katıldıkları eğitim türündeki insanları istihdam etmek istiyor."
Bu hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul'daki tüm otellerin insan kaynağı ihtiyacını gidermek için anlaşma imzaladıklarını anlatan Özer, artık otellerin içerisine mesleki eğitim merkezi kuracaklarını söyledi.
"İstanbul'daki bu protokolle 25 bin öğrencimizi daha dâhil edeceğiz"
Bakan Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şu anda mesleki eğitim merkezlerinde 160 bin öğrencimiz var. İstanbul'daki bu protokolle 25 bin öğrencimizi daha dâhil edeceğiz. Öğrencimiz derken sadece ortaöğretim çağındakilerden bahsetmiyorum. Mesleki eğitim merkezlerinin bir güzelliği de sadece ortaokul mezunu olmak yeterli, yaş sınırlaması yok. Türkiye'de genç işsizliği azaltmak için en iyi enstrümanlarından bir tanesi de mesleki eğitim merkezleridir. Mesleki eğitim merkezine devam eden öğrenciye işletme en az 3'te 1'i kadar ücret veriyor. Bunun tamamını artık devlet üstlenecek. İşveren artık bu asgari ücretin 3'te 1'iyle ilgili hiçbir yükümlülüğe sahip olmayacak. Ayrıca üçüncü yılın sonunda kalfa olan mesleki eğitim merkezleri öğrencileri, asgari ücretin yarısını alacak. İnşallah Meclis'te bu 3308 sayılı yasada bu değişiklik yapıldığı zaman mesleki eğitim merkezlerinde inanılmaz bir devrim yaşanacak."
İşletmelerin 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' sözlerinin artık tarih olacağını bildiren Özer, bu alanda en son dün Turkcell ile iş birliği yaptıklarını, bu kapsamda eğitim alıp başarılı olanların tamamının istihdam edileceğini ifade etti.
Bakan Özer, sözlerini şöyle tamamladı: "Artık sektör nerede 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' derse Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı olarak oraya gideceğiz ve gerekirse 4 yıllık mesleki eğitim programı gerekirse de 6 aylık kısa süreli meslek eğitim merkezini tamamlama programını açarak iş gücü piyasamızın ihtiyaç duyduğu tüm sektördeki insan kaynaklarını hızlı bir şekilde yetiştireceğiz. İş dünyasının elindeki bu mazereti el birliğiyle kaldırmış olacağız."
"OSB'lerdeki istihdamın 2023 sonuna kadar 2,5 milyona ulaşmasını öngörüyoruz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise törende yaptığı konuşmada "Büyük ve Güçlü Türkiye" hedeflerinin asıl itici gücü olan insan kaynağına yönelik bu protokolle, sanayi ile millî eğitim arasındaki koordinasyonu daha da yukarılara taşımayı hedeflediklerini söyledi.
Böylelikle başta gençler olmak üzere her yaştan vatandaşların imalat sanayi sektörlerinin talep ettiği niteliklerde eğitim almalarını temin edeceklerini ifade eden Varank, şunları kaydetti: "Onları meslek sahibi yaparak istihdama ciddi bir katkı sağlayacağız. Ben bu vesileyle Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü'nün vatanımıza ve milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Malumunuz imalat sanayi, ülkelerin ekonomik bağımsızlığının ve yaygın refahının teminatlarından biridir. Nitelikli insan kaynağı da güçlü sanayinin olmazsa olmazlarındandır. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bir taraftan sanayi altyapımızı güçlendirirken diğer taraftan nitelikli insan kaynağına yönelik politikalar tasarlıyoruz. Ortaya koyduğumuz 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile bu alanlarda kararlı adımlar atıyoruz. Bildiğiniz gibi ülkemizin üretim üsleri olan organize sanayi bölgeleri (OSB) sanayicilere yatırım hususunda çok büyük kolaylıklar sağlıyor."
Bakan Varank, sanayicinin ihtiyaç duyduğu altyapıları en sağlıklı şekilde OSB'ler aracılığıyla karşıladıklarını belirterek "OSB'ler sadece sanayicilerin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, oluşturdukları kümelenme anlayışı ile ciddi bir verimlilik ve rekabet avantajı da sağlıyor. Bakanlık olarak üretimin kalbi olan bu bölgelerimize bedelsiz arsa tahsisinden düşük faizli, uzun vadeli kredilere kadar çok ciddi destekler sağlıyoruz." dedi.
Bugün itibarıyla Türkiye'deki OSB sayısının 327'e çıktığını aktaran Varank, OSB'si olmayan ilin kalmadığını vurguladı. Varank, altyapı inşaatlarını tamamlayarak üretime geçen OSB'lerde doluluk oranının yüzde 83'e ulaştığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "OSB'ler aynı zamanda büyük miktarda istihdama da ev sahipliği yapıyor. Şu an için 2,2 milyon vatandaşımıza doğrudan ekmek kapısı olan OSB'lerdeki istihdamın 2023 yılı sonuna kadar 2,5 milyona ulaşmasını öngörüyoruz. Bu bağlamda sanayicinin ihtiyaç duyduğu yetkinlikteki insan kaynağının yetiştirilmesi, ülkemiz için büyük bir önem arz ediyor. Malumunuz dijital dönüşüm ile birlikte aranan iş gücü yetkinlikleri de hızla değişiyor. Yapılan araştırmalar, mevcut mesleklerin yüzde 30'unun önümüzdeki 15 yılda ya yok olacağını ya da büyük değişimler geçireceğini ortaya koyuyor. İşte bu sebeple günümüz iş gücü yetkinlikleri dinamik olmak durumundadır.
Bakanlık olarak insan kaynağının adaptasyonu noktasında kararlı adımlar atıyoruz. Örneğin, insan kaynağımızı dijital dönüşüme hazırlamak için KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla destekler sunuyoruz. Kadın ve genç iş gücünün dinamizmini sağlamak üzere kalkınma ajanslarımız aracılığıyla farklı destekler veriyoruz. Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve TEKNOFEST'le evlatlarımızı geleceğin teknoloji alanlarına hazırlıyoruz."
"Sanayi sektöründeki dönüşümleri tespit edecek, eğitime hızla adaptasyonunu sağlayacağız"
İş gücünü besleyen temel aracın eğitim kurumları olduğunun farkında olduklarını anlatan Varank, eğitim kurumlarının yeniliklere kolay adapte olabilir ve sanayiyle sürekli etkileşim hâlinde tasarlanmasının önemli olduğunu dile getirdi.
Varank, bunu başarmak için Millî Eğitim Bakanlığı ile aralarındaki istişare mekanizmalarını sürekli açık tuttuklarını belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Bu diyalog sayesinde eğitim ve sanayide iş birliğine yönelik önemli aşamalar kaydettik. Bilhassa mavi yakanın etkin istihdamı için meslek liselerine özel ihtimam gösteriyoruz. OSB'lerde teknik liseler açılması hususunda devam eden bir uygulamamız var. Yine Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığı, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası arasında Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü'nü de yakın bir zamanda imzaladık. Burada da meslek liselerinde eğitimi verilen alanların sektörle birlikte tasarlanmasının önünü açtık. Bu kapsamda İstanbul'daki mesleki ve teknik Anadolu lisesi öğrencileri için çalışmalar sürdürüyoruz.
Şimdi de Millî Eğitim Bakanlığı ile yeni bir projeyi başlatmak için huzurlarınızdayız. Bu imza ile sanayi sektöründe yaşanan hızlı dönüşümleri yerinde tespit edecek, bunların eğitime hızla adaptasyonunu sağlayacağız. Eş güdüm içerisinde, sanayi sektörünün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayacak, verilecek ciddi teşviklerle de istihdamı geliştireceğiz. Mesleki eğitim merkezleri, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları olarak yeniden yapılandırıldı. Buradan meslek öğrenen öğrencilerimiz, aynı zamanda bir lise diplomasını da alabilecekler. Böylece, mesleki eğitim merkezlerinin istihdam noktasındaki önemi bir kat daha arttı."
"Öğretim programları ve eğitim materyalleri sürekli güncellenecek"
Mesleki eğitim merkezlerini OSB'ler içerisinde konumlandırarak eğitimle sanayi arasındaki koordinasyonu daha yakından temin etmiş olacaklarını aktaran Varank, sözlerini şöyle tamamladı: "77 ildeki 251 organize sanayi bölgesi ile 4 ildeki 4 sanayi sitesi, en az bir mesleki ve teknik Anadolu lisesi ya da mesleki eğitim merkeziyle eşleşecek. Bu sayede OSB'lerde mesleki eğitim merkezi Programı uygulamaları yaygınlaştırılacak. Eğitim öğretim ve belgelendirme faaliyetlerine katılım artırılacak. Katılımcılar ağırlıklı olarak bizzat üretim alanında işbaşında eğitim alarak meslek öğrenecek. Öğretim programları ve eğitim materyalleri sürekli güncellenecek. Özetle daha dinamik eğitim müfredatı, daha dinamik eğitim materyalleri ve bizzat çalışarak öğrenen daha dinamik bir insan kaynağına kavuşacağız.
Yenilikçiliği ve sürekli değişimi önümüzdeki dönemin kodları olarak görüyoruz. Bu bağlamda ürünlerden, üretim süreçlerine insan kaynağı yetkinliklerinden girişimcilik ekosistemine kadar hiçbir alan tekdüzeliği kabul etmiyor. Ayakta kalmak için her konuda ve sürekli gelişime açık olmak zorundayız. Bu değişken ortamda sanayi ve teknolojiyi besleyen insan kaynağını her zaman odağa almaya devam edeceğiz. Devletin bütün kurumları bu konuda yakın iş birliği içerisinde çalışıyor. Şüphesiz, bütün bu çalışmalar 2051 ve 2071 hedeflerimize doğru ilerlerken bize önemli katkılar sunacak. Bu projeyle inşallah sanayicimizin ihtiyaç duyduğu istihdamı çok daha rahat bir şekilde elde etmiş olacağız."
Konuşmaların ardından Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank iş birliği protokolünü imzaladı.
Bakan Özer ve Bakan Varank'a İstanbul Tuzla OSB adına iki yüz ellişer hatıra fidan dikimi gerçekleştirilmesiyle ilgili plaket takdim edildi.
Ardından Bakan Özer ve Bakan Varank, OSB'de yer alan İTOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Metal Teknolojileri Atölyelerini ziyaret ederek öğrencilerle birlikte kaynak yaptı.
İki Bakan, son olarak İTOSB Mesleki Eğitim Merkezi irtibat bürosunun açılışını gerçekleştirdi.